Marmara'nın genç kaşifleriyle The Marmara Project

-
Aa
+
a
a
a

Dünya Mirası Adalar’da Derya Tolgay, The Marmara Project ekibinden genç kaşifler Dahlia Jamous, Arya Yurducan ve Sera Tolgay'dan Marmara Denizi’ni gözlemleme ve su kalitesini ölçmeye yönelik, EarthEcho ve National Geographic desteğiyle yürütülen The Marmara Project üzerine bilgi alıyor.

""
Marmara'nın genç kaşifleri bizimle
 

Marmara'nın genç kaşifleri bizimle

podcast servisi: iTunes / RSS

Derya Tolgay: Herkese merhaba, bir Dünya Mirası Adalar programında yeniden beraberiz, ben Derya Tolgay. Bugün Nevin yok ama harika genç aktivist ve bilim insanları, genç kadınlarıyla beraberim.

The Marmara Project, Marmara Araştırma ve Topluluk İnisiyatifi genç deniz aktivistleri ve bilim insanlarından oluşuyor. Onlardan üçü bugün konuğum. Sizleri ağırlamaktan çok mutluyum, hoşgeldiniz Dahlia Jamous, Arya Yurducan ve Sera Tolgay.

Konuklar: Çok teşekkür ederiz.

D.T.: Sera bana bugün konuklarımızdan Dahlia Jamous’un konuşmasını çevirisinde de yardımcı olacak.

Şimdi kısaca bir giriş yapıp konuklarımı da tanıtayım; The Marmara Project, Eartheco International ve National Geography Society işbirliği içinde genç okyanus tutkunlarını Marmara Denizi suyunu gözlemlemeye, izlemeye ve test etmeye davet ediyor. Bunun için akademik veya profesyonel bir geçmişe sahip de olmanız gerekmiyor. Sadece tutkunuzun olması, vatandaşlık ve bilime karşı olan gönlünüzdeki sevgi, bakış açınız yeterli. Bugün bu projeyle ilgili konuşacağız ve ben konuklarımızı tanıtayım size.

Dahlia Jamous, 2024 yılında 'National Geographic Genç Kaşifi' olarak seçildi. Gazetecilik ve hikaye anlatıcılığı geçmişine sahip olan Dahlia, Marmara Projesi kurucularından biri ve aynı zamanda bir aktivist. Kendisi kamu politikası ve çevre hukuk alanında eğitimine devam etmekte. Marmara Denizi ve çevresindeki toplulukları konu alan bir de belgeseli var. Kutlarız Dahlia.

Arya Yurducan ise Sürdürülebilir Okyanus İttifakı'nın Marmara Koordinatörü, eco girişimci ve aktivist, World Ocean Day Gençlik Danışma Kurulu üyesi ve VICE tarafından Avrupa'daki en ilham verici genç girişimciler arasında seçildi. Kınalıadalı - bunu da ekleyelim mutlaka.

Sera'yı yakından tanıyorsunuz, birçok kez programımıza konuk oldu ve aynı zamanda Dünya Mirası Adalar'ın da bir üyesi. Şehir plancı, mühendis, hidrolog ve National Geographic kaşifi. Doğal altyapı iklim uyumu ve afetlere dayanıklı kentler üzerine Türkiye'de ve dünyada çalışan bir uzman. Dünya Bankası, UN Habitat ve Birleşmiş Milletler'e ve The Marmara Project’e de danışmanlık yapmakta. Şu anda Cambridge Üniversitesi'nde araştırmacı olarak bulunuyor. Sera yakın zamanda tamamlanan Marmara Denizi ve Havzası restorasyon yol planı çalışmasını hazırladı ve biz de çalışmanın bir parçası olmaktan çok mutluluk duyuyoruz.

Ben zamanı iyi kullanmak açısından hemen sorulara geçeyim. İlk sorumu Dahlia'ya soracağım ve Sera'dan çeviri için destek isteyeceğim.

Sevgili Dahlia, bu projeyi ilk kez duyan dinleyiciler olacak mutlaka. Marmara Projesi tam olarak nedir? Bu fikir nasıl ortaya çıktı ve kimler dahil oldu, ortaklıklar nasıl kuruldu? Projenin arkasındaki işbirliğinden de biraz bahsedebilirsen çok iyi olur. Yurttaşlık bilimi çok kıymetli bir şey ve bu Marmara Projesi'nin, misyonun temel parçası haline nasıl geldi? 

Sera Tolgay: Evet, ben de soruyu İngilizceye çevireyim. 

D.
T.: İlk çalışmanın verilerini topladınız sanıyorum ve projeye katılan vatandaş bilimciler size nasıl bir katkı verdiler, neyi öğrenmenize yardımcı oldular ve tabii ki bir sonraki adımda neler planlıyorsunuz? 

S.T.: Ben bu soruyu çevirmeden önce Dahlia'nın konuşmasını kısaca özetleyeyim. 

Dahlia Jamous: Marmara Projesi aslında Marmara Denizi'nin korunmasına yönelik bir farkındalık yaratmak için benim ve Arya'nın birlikte başlattığı bir projeydi ama zaman içinde gerçekten sahil temizlikleri, atölyeler, çevrim içi etkinlikler, belgesel gibi farklı çalışmalarla aslında büyüyen Grassroots dediğimiz, tabandan gelen bir hareket oldu. Balıkçılar, dalgıçlar, öğrenciler vb. yerel halktan birçok kişinin sorunlarını dinleyerek gelişen ve genişleyen bir proje oldu. Bugün bünyesinde yedi kişiden oluşan ekip dışında farklı şehirlerden pek çok gönüllüyü de barındırıyor.

S.T.: İkinci soruya şimdi geçelim, onu da İngilizceye çevireyim.

D.T.: Soruya geçmeden önce şunu eklemek istiyorum; The Marmara Project'in sitesine herkesin bakmasını öneririz. Burada rakamlar, sayılar ve oldukça önemli ayrıntılar var. Ayrıntılardan biri benim ilgimi çekti; 235 rapor toplanmış gibi gözüküyor ve üç başlık var: Deniz anası, müsilaj ve plastik. 2025'ten itibaren 25 milyondan fazla plastiğin Marmara'da yüzdüğünü öğreniyoruz. Muazzam bir rakam.

D.J.: Marmara Araştırma Topluluk İnisyatifi birinci fazdan bahsetti. Vatandaş Bilimi adındaki oluşumun amacı, bilimi vatandaş ile buluştumak. Projenin ilk başında bunu gerçekleştirdiler ve ilk gözlemler şunu gösteriyor; geçen sene Şubat ayından Aralık'a kadar gözlemler yapıldı ve bu sayede sorunlar ne zaman artıyor onu da anlamış oldular. Yaz aylarında turizmin artması ile birlikte plastik artışının çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Mesela alg patlamaları kirliliğin arttığı bu dönemlerde yoğunlaşıyor. Kışın daha temiz bir Marmara gözlemlediklerinden bahsetti. Bu çok güzel bir tecrübe oldu aslında. İlk gözlemler geldi ve şimdi bunları daha da geliştirip ikinci fazı başlatmak istediklerinden bahsetti.

Bütün proje 2024’de National Geographic Young Explorer programının bir desteği olarak geliştirilmişti. İkinci aşamada su kalitesi ve su testleri üzerine çalışılacak. Burada da amaç özellikle yerel halkı özellikle öğrencileri ve gençleri bilimle buluşturmak. Çok güzel oluşumlar var Marmara’da özellikle de mercanlar üzerine.

D.T.: Evet, Deniz Koruma Derneği’nin.

S.T.: Hayalet Ağlar var ama bunlar ufak ufak, kendi kapasiteleri üzerinde yürütülen projeler. Demin de söylediğim gibi, fazın hedefi gençleri de dahil etmek ve onların bilim ve vatandaş bilimi konularıyla ilgilerini sağlamak olacak.

D.T.: Ben şimdi Arya’ya bir soru sormak istiyorum. International EarthEcho ile bir iş birliğiniz var. Beraber yapacağınız bu çalışmalardan bahseder misin? Bir de sonraki aşamada odağınızda su kalitesi var, su kalitesi testleri yapacaksınız. Katılımcılar ne tür veriler toplayacak? Bu konuyla ilgilenen genç öğrenciler veya bilimciler bu projeye nasıl dahil olabilir? Son olarak da ne tür eğitim veya araçlara ihtiyaç duyuluyor?

Arya Yurducan: Öncelikle ben de bu proje için çok heyecanlıyım. Demin konuşuldu, biz bu projeye gençleri de dahil ediyoruz. Aslında içimizde geleceğe dair sürekli bir ümit var geleceği, Marmara Denizi'ni kurtarabiliriz gibi.

Dahlia'nın da bahsettiği gibi, ikinci aşamamızda Marmara bölgesi genelinde su örnekleri toplamaya ve test etmeye başlayacağız. Bu aşama için 16 ile 25 yaş arası su elçilerimizi arıyoruz. Martı Programı’mızda Su Elçileri suyun PH'ını, oksijenini, sıcaklığını ve bulanıklığı gibi bu dört temel kalite göstergelerini ölçecekler ve bize ölçmemize yardımcı olacaklar. Aynı zamanda deniz yaşamı ve insan kaynaklı etkileri örneğin çöp gibi, akıntı gibi bunları gözlemleyecek ve verileri standart dijital formlar aracılığıyla bize aylık olarak raporlayacaklar.

Bu proje global de bir proje. Her ülkede, denizdeki su test edilecek ve aynı zamanda global bir rapor da oluşturulacak. Bu şekilde değişimi kayıt altına alabileceğimizi ve aynı zamanda şeffaf bir çalışma da yürüteceğimizi düşünüyoruz. Başvurular 10 Aralık'ta kapanıyor. Bu yüzden lütfen Su Elçileri Programı için acele edin.

Su örneği toplama sürecimiz de yaklaşık üç ay boyunca sürecek. Eğer su elçisi olmak isterseniz bize internet sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz. Katılımcılarımız yani Su Elçilerimiz su örnekleme yöntemleri, su ölçüm kriterlerinin kullanımı, güvenlik protokolleri ve dijital raporlama araçları konusunda bizden eğitim alacaklar. Katılım için hiçbir bilimsel deneyim gerekmiyor. Genel olarak eğer Marmara Denizi'ni korumak adına motivasyonunuz ve kararlılığınız var ise bu bizim için yeterli. Lütfen internet sitemizden programımıza başvurun.

Su kalitesi neden bu kadar önemli? Çünkü Marmara Denizi'nin sağlığının temel göstergesi olarak biz suyu baz alıyoruz. Biyoçeşitlilik, balıkçılık ve insan kullanımı üzerinde doğrudan bir etkisi var. Görsel sorunları belgeledikten sonra da su parametrelerini ölçmek, çevresel değişimlerin nedenlerini anlamamıza ve uzun dönemde de bunu izlememize yardımcı olacak.

D.T.: Harika. Marmara yaşayan bir varlık ve bu yüzden gerçekten onun için çalışmamız gerekiyor. Burada da güzel bir fırsat var. Çağrımızı buradan da yapalım; başvurular için son tarih 10 Aralık. Unutmayın!

Arya, sen Kınalıadalısın. Adalar’daki bütün okullara bir çağrı olsun ve bu çağrıyı yapalım gerçekten. Eminim birçok genç bu çalışmaya dahil olacaktır. Bu çağrı için birlikte neler yapabiliriz onları da gözden geçirelim. Çok hızlı bir şekilde belki sosyal medyayı daha aktif kullanarak buradan çağrıları geliştirip genişletebiliriz. İlla Ada olması şart değil. İstanbul'daki tüm okullar için geçerli. Yaşı 25 yaşın üzerinde olup da katkı vermek isteyenler de okullara çağrı yaparak ve internet sitenizi paylaşarak belki sizlere yardımcı olabilirler. Çok güzel, emeklerinize sağlık.

Ben şimdi Sera'ya sormak istiyorum çünkü onun çalışmaları da hep su kalitesi üzerine. Hem Marmara'da, hem Asi'de, hem Mileyha ve Samandağ'da su kalitesi üzerine çalışıyor. Neden bu kadar önemli bir odak noktası olduğunu açıklayabilir misin Sera? Bir de bu katılımcı proje ile hem bilimsel olarak, hem de yerel topluluklar içinde nasıl bir etki yaratmasını umuyorsunuz?

S.T.: Evet, tabii ki. Ben, bu özel, önemli projeyi getirdikleri için Dahlia’ya, Arya'ya ve bütün ekibe teşekkür ederek başlamak istiyorum.

Ben de bir süredir hidrolog olarak su kalitesi üzerine çalışıyorum. Marmara'da da Havza Planı üzerine çalışırken su kalitesi örneklemeleri yapma fırsatı oldu ama bu sırada Marmara için yapılan ölçümler için daha resmi kuruluşlara ihtiyacımız olduğunu gördüm açıkçası. Ağlarımızı ve bağlarımızı kullanarak ve özellikle gençleri dahil ederek bu verileri resmi kuruluşlara gerek kalmadan sağlayabiliriz.

Su kalitesi de aslında bahsettiğimiz gibi, Marmara'nın değişiminin nabzı gibi diyebiliriz. Mesela çözülmüş oksijen denizdeki yaşam için çok değerli bir veri. PH, sıcaklık değerleri de öyle. Tabii sıcaklık her şeyi etkiliyor ve sorunları beraberinde getiriyor ki yaz aylarında daha çok sorun yaşandığından demin bahsettik zaten. İklim değişikliğiyle beraber de bu sorunları maalesef daha çok göreceğiz. Bu yüzden aslında burada bilim ve gençleri bir araya getirmek çok önemli.

Demin Arya bahsetti; seçilen Su Elçileri bir eğitimden geçecek. Gençlerin bazları belki kariyerleri boyunca başka bilimsel konulara eğilecek olsalar bile buradaki eğitim onlar için çok önemli bir tecrübe olacak ya da aralarında bu konuya gerçekten kariyerlerini uyarlamak isteyen gençler olabilecek. Kendi adıma konuşayım; lisede benzer bir çalışmaya katılmıştım ve bu da yıllar sonra Marmara'ya geri dönüp bu çalışmalara devam etmeme sebep olmuştu. O yüzden bu ekibe çok destek olmak istedim ve inşallah çok güzel bir proje olacak.

En son şunu da eklemek istiyorum, belki daha sonra Dahlia da biraz bahsetmek ister.; Earth Echo bu misyonla kurulmuş ve meşhur Cousteau ailesinin çocuklarının ve torunlarının da içinde olduğu güzel bir oluşum. O açıdan da çok tecrübeliler. Küresel bir hareket gibi bir şey ve bu yüzden buraya Marmara'dan gençlerin dahil olması çok güzel olacak.

D.T.: Peki, vaktimiz ne kadar kaldı ona bakıyorum, son sözlerinizi almak isterim.

D.J.: Evet, şu anki odak noktamız bu Su Elçileri programı. Ona da The Marmara Project'in internet sitesinden ulaşabilirler. Başvurular 10 Aralık'a kadar açık ve onun da detaylarını sosyal medyada zaten linklerini paylaşacağız. Hem Dünya Mirası Adalar, hem de Marmara Project'ın Instagram hesabına gidebilirsiniz.

Bunun dışında tabii farklı projeler de var; bir belgesel film projesi var, yerelde yapılacak projeler var. Ama şu anda odak noktası daha çok bu Su Elçileri programı için. O yüzden ona katılmak üzere herkesi bekliyoruz.

S.T.: Bugün beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

D.T.: Biz çok teşekkür ediyoruz, sizlerle olmak harika. Ben de küçük bir ekleme yapmak istiyorum; Marmara daha çok deniz olarak düşünülüyor ama Sera ile beraber Marmara çeperini dolaşırken gördük; aslında Marmara oradaki diğer bütün sulak alanlar, nehirler, göllerin hepsiyle bir bütün ve Marmara'yı öyle havza olarak görmemiz gerekiyor. Belki Marmara’da bu yapılan çalışma da sizin programınıza katılan gençler ile paylaşılırsa onlar için daha anlamlı olabilir diye düşündüm.

Evet, sanırım programımızın sonuna geldik. Bugünkü konuklarım Dahlia Jamous, Arya Yurducan ve Sera Tolga'ydı. Çok çok teşekkürler, iyi ki geldiniz.

Konuklar: Çok teşekkürler.

D.T.: Hep beraber 'Adalar hepimizin' diyoruz.

Konuklar: 'Adalar hepimizin!'

D.T.: Marmara hepimizin. Bizi dinlediğiniz için teşekkürler, hoşçakalın.